30 Nisan 2013

Pembe Kelebek Pasta ve Doğumgünü Süsleri


1) Kelebekli Pasta 

Geçen haftalarda kardeşimin doğumgünü vardı. Aslında ona da şeker hamuru kaplı pasta yapmak istemiştim ama hem çok uğraştırıcı hem de şeker hamurundan dolayı fazla tatlı geldiğinden vazgeçtim. Ben de hem yaşına uygun hem de sevdiği gibi çikolatalı-meyveli bir pasta yapmaya karar verdim. Tabii araştırmalar başladı. Fikir bana ait değil, ama kimden gördüğümü de hatırlamıyorum. Sanırım artık bir internet anonimi haline gelecek ama ilk kimin aklına geldiyse tebrik ediyorum. Gelelim tekrar pastamıza;


Bittiğinde pastamız bu şekildeydi. Üzerini bonibonlarla süsledim ama çok daha farklı süslenebilir. Aslında keşke rengarenk bonibonlar koysaymışım da dedim ama artık çok geçti geri kalan hepsini yemiştim bile:)
Yapılışına bakacak olursak;
İster kendi yaptığınız, ister hazır aldığınız pandispanya kekini alıyoruz.


Önce keki tam ortasından ikiye ayırıyoruz. Böylece iki tane yarım daire elde etmiş olduk. Şimdi daireleri sırt sırta gelecek şekilde çeviriyoruz.

Sonra her iki daireden de ortanın biraz daha aşağısından 2 tane küçük üçgenler kesip çıkartıyoruz. Bu işlemler sonrası yukarıdaki şekli elde ettik. Ardından pandispanyaların üstlerini ayırıp alt kısmını süt ile ıslatıyoruz. Sonra istediğimiz pasta kremasını hazırlayıp sürüyoruz. (Ben yine hazıra kaçtım, kakaolu hazır krema kullandım) Sonra pastamızı neli istiyorsak seçim bize kalmış arasını dolduruyoruz. Benim pastamın arası nasıl dolmuş bakalım:

Nefis görünüyor. Yine olsa da yesem:)
Öhöm öhöm herneyse, sonra pandispanyamızın üstünü de sütle ıslattıktan sonra üzerine kapatıyoruz. Üst kısma da pasta kremamızdan sürdükten sonra sıra geldi kremşantiye. Aslında çilekli kremşanti istemiştim hem tadından dolayı hem de pembe renkli olacağından. Ancak bulamadım, onun yerine orman meyveli kremşanti buldum. Onun rengi de hafif lilaya dönük olsada pembe. Ayrıca tadını da beğendim. Meyveli yoğurtların şekerlisi gibi:) Ama siz bulunduğunuz yerde çilekli de, orman meyveli de kremşanti bulamadıysanız normal kremşantinin içerisine birkaç damla gıda boyası damlatarak istediğiniz rengi elde edebilirsiniz. Hatta ben gıda boyası da almayıp normal kremşantinin içine vişne reçeli yada pekmez koyarak renklendirmeyi düşündüm bir aralar. Ama neyse ki orman meyveli kremşanti yetişti imdadıma:)

                       Bu da pastanın uzun yol gitmiş, yorulmuş, bonibonlarının renklerinin akmaya başlamış, kremşantisinin bulaşmış hali:) 
Sonradan bu haline birkaç minik çikolata daha ekleyerek renklendirdim. Afiyet olsun:)



2) Doğumgünü Süsleri

Kardeşim için aslında daha süslü bir oda hazırlayacaktım. Balonlar, grapon kağıtları vs ile. Ama fırsat bulamadım. Ben de sadece doğumgünü ikramlarını koyduğumuz masanın arkasında böyle birşey hazırladım.


Bu yazıyı kenarları dantel motifli gibi duran kağıt bardak altlarına yazdım. Fosforlu pembe kalemle yazdığım kağıtları önce birbirine sonra da perdeye yapıştırdım. Bu kadar kolay ama bence güzel bir ayrıntı.




       
                                   

18 Nisan 2013

Saat Yenileme


Nihayet uzun bir aradan sonra yaptığım birşeyi paylaşabiliyorum. Bu aralar hem okulda çocuklarla uğraşmak hem "iş sağlığı güvenliği" sınavına çalışmak epey alıkoydu beni blogumdan. Yine de arada alıyorum elime silikon tabancamı. Bu kez kullanmadığım bir saatimi yeniledim. Saatim 14-15 yaşlarında beğenerek alıp odamda kullandığım, evlenirken de bırakmaya kıyamayıp yanımda getirdiğim bir saatti. Bakalım neydi ne oldu?


    Böyle can kurtaran simidi şeklinde bir saatti. O zamanlar odamı denizci temalı yapmak istemiştim. Maket bir geminin olduğu çerçeve, deniz atı ve taşları olan bir ayna, mavi kalemlikler, deniz taşlarını koyduğum vazom ve bu saat. Kendimce dekor etmişim yani:) Merak etmeyin evlenirken bu saydığım eşyaların hepsini getirdim tabii ki:) Hepsine bir yer buldum, yakıştırdım da bir tek bu saat kenarda duruyordu. Ee hiçbir yere uymazdı bu haliyle. Ben de aldım elime değiştirdim.
       Önce camını ve arkasını söktüm saatin. Sonra üzerindeki kumaşlarını söktüm ve gördümki meğer saati bildiğimiz kapı süsü yapımında kullanılan strafor üzerine yapmışlar. Elimde sadece strafor kaldığında başladım kurdela ile sarmaya. Önce kurdelalar üst üste gelmesin diye uğraştım ama baktım ki üst üste gelince güneşe benzer bir şekil alıyor bilerek üst üste getirerek devam ettim. Sarma işlemi bittiğinde saatin arka yüzündeki sayılar yerine yapıştırılmış kırnap iplerini çıkartıp oraya krem rengi bir karton yapıştırdım.(beğenip kenara ayırdığım bir davetiyenin arkasıydı o karton dediğim) Sonra sayı yerlerine yalnızca 12, 3, 6 ve 9 için karton yaldızlı figür yapıştırdım.(o kenara ayırdığım davetiyenin ön yüzü:)) Sonunda arka yüzü ve camı yerine yapıştırdım. Camı yapıştırdıktan sonra belirgin olan silikon lekelerini gizlemek için saatin eski halinden çıkan ipi camın etrafından geçtim. En üste bir çiçekte yapıştırınca işte saatimin yeni hali:




Eee nasıl olmuş?:)




13 Nisan 2013

Decorium ise kırılan hiçbir şey için üzülme :)


           Hem slogan gibi başlığa hem de içeriğe bakıldığında reklam yapıyormuşum gibi görünse de aslında bu da bir emek yazısıdır. Çok az firma vardır ürününün arkasında duran. Decorium da bu konuda gerçekten benden tam puan aldı. Nasıl mı? :)

          Yaklaşık 2 yıl önce aldığım Decorium marka Kilim desen fincan takımım vardı. Çok severek kullandığım ve onunla kahve ikram ettiğim herkesin çok beğendiği bir takımdı. Bakınız şekil 1a:)

          Ancaaak geçenlerde tamamen kendi hatamdan dolayı düşürerek bir fincanı çatlattım ve bir fincan tabağını kırdım. Üzüldüm haliyle... Ne olacak ki yeniden bir takım alınır diyenler ve bilmeyenler için söyleyeyim bu fincan takımlarının fiyatları 6lı olarak 90-150TL arasında değişiyor.

           Hemen aklıma fincan tabağının kırık parçalarını ve fincanı saklamak geldi. Daha sonra bir decorium satış noktasına bunları göstererek yenisini alıp/alamayacağımı soracaktım. Diğer firmalar gibi yenisini vermek için kırık parçaları soracaklarını düşündüm.

          Ama beklemeden bir mail atıp Decorium müşteri yetkililerine sorayım dedim. Kırık parçaları götürdüğümde yenisini alma imkanım var mı, eğer yoksa tek bir fincan ve tabak için fiyat nedir diye bilgi almak istedim. Mailime karşı aldığım cevap açıkçası beni şaşırttı. Benden ne kırık fincan tabağı ve fincanın kendisini ne de fotoğrafını istediler. Sadece adresimi istemişler yenisini göndermek için. Üstelik bir de mağduriyetim için özür dilemişler. 


        Daha 2 gün oldu adresimi yazdığım maili göndereli ve bugün kargo geldi. Doğrusu kargo gelene kadar hala şüpheliydim acaba gerçekten gelir mi diye. Ne fincan/tabağı ne de kargo bedeli... Hiçbir şey istenmeden evime kadar gelen bu hizmetle, sadece satış öncesi değil satış sonrası da devam eden bu ilgi alakayla çok mutlu oldum. 
        Teşekkürler Decorium...